Artık arkeolojik buluntuları yurtdışına göndermeye gerek kalmayacak
İZMİR’DE YAPILAN AYASULUK TEPESİ VE ST. JEAN ANITI KAZISINDA, TÜRKİYE’DE İLK KEZ BİR MOBİL DNA MERKEZİ KURULDU. MOBİL DNA MERKEZİ SAYESİNDE, KAZIDA BULUNAN ÖNEMLİ MATERYALLERİN YURTDIŞINDA BULUNAN MERKEZLERE GÖNDERİLMESİNE GEREK KALMAYACAK.
İzmir’de yapılan Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısında, Türkiye’de ilk kez bir mobil DNA merkezi kuruldu. Mobil DNA merkezi sayesinde, kazıda bulunan önemli materyallerin yurtdışında bulunan merkezlere gönderilmesine gerek kalmayacak.
İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin destekleriyle sürerken, Hristiyanlık alemi için önemli kalıntıların bulunduğu kazı alanında mobil bir DNA merkezi kuruldu. Türkiye’de ilk kez Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazı alanında kurulan mobil DNA merkezine ’Antik DNA Araştırma Merkezi’ (ADAM) ismi verilirken; merkez sayesinde, kazıdan elde edilen önemli buluntuların yurtdışında bulunan DNA merkezlerine gönderilmesine gerek kalmayacak.
ADAM’ın Türkiye’de arkeolojik alanlarda kurulan ilk DNA merkezi olduğunu söyleyen kazı başkanı ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, “Bu merkezde antropolog ve genetik uzmanları tarafından alandan çıkarılan organik malzemelerin DNA’sı çözümlenecek. Bu Türkiye’de bir ilk olarak gerçekleşiyor” dedi.
Türkiye’de DNA araştırmalarının birkaç merkezde yapılabilen ve pahalı bir işlem olduğunu ifade eden Mimaroğlu, “Çok önemli DNA bulguları yurtdışına gönderiliyordu. İnsan DNA’sı çok önemli bir materyal olduğu için bu bilgileri dışarıyla paylaşmanın doğru olmadığı düşüncesiyle böyle bir merkez kurma gereği duyduk” diye konuştu.
“Birçok malzemenin analizini yapıyoruz”
Arkeolojik kazılar için sponsor desteğinin önemli olduğunu ifade eden Mimaroğlu, “Bakanlığın verdiği bütçeyle kazılara devam ediyoruz. Bunun yanında İzmir Büyükşehir Belediyesi, Selçuk Ticaret Odası, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi ve Selçuk Belediyesi tarafından da destekleniyoruz. Bir diğer paydaşımız da özellikle analizler için İstanbul Gelişim Üniversitesi” diyerek kazılardaki paydaşlarının önemine vurgu yaptı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin 2018 yılından beri uzman ekip, akademisyenler ve mezunlarıyla birlikte Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısında çalıştığını söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Araştırma Görevlisi Fırat Baranaydın ise “2021 yılı bilimsel araştırma projemizde malzemelerin analizlerini yapıyoruz. Bu kapsamda İstanbul Gelişim Üniversitesinde görevli malzeme mühendisi hocamız Dr. Öğretim Üyesi Cansu Noberi ile birlikte yaptığımız projede hem kilisede hem Helenistik dönem yapılarında hem de seramiklerde birçok malzemenin analizini yapıyoruz. Analizlere ve farklı boyutlarda restorasyon çalışmalarına devam edeceğiz” dedi.