Emekli öğretmenler veda, genç öğretmenler yemin etti
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ DÜZENLENEN TÖRENLE KUTLANDI. SALİH TOZAN KÜLTÜR MERKEZİ’NDE DÜZENLENEN PROGRAMDA EMEKLİ OLAN ÖĞRETMENLERE ŞÜKRAN BELGESİ TAKDİM EDİLİRKEN, ADAY ÖĞRETMENLİKLERİNİ TAMAMLAYAN GENÇ ÖĞRETMENLER YEMİN ETTİ.
24 Kasım Öğretmenler Günü düzenlenen törenle kutlandı. Salih Tozan Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda emekli olan öğretmenlere şükran belgesi takdim edilirken, aday öğretmenliklerini tamamlayan genç öğretmenler yemin etti. Törende ayrıca 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin hazırladığı oratoryo sahnelendi.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programında ilk olarak bu yıl emekli olan Figen Miran konuşma yaptı. Daha sonra İl Milli Eğitim Müdür Vekili Mustafa Solak’ın günün anlam ve önemine ilişkin konuşmasının ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz katılımcılara seslendi. Yılmaz’ın konuşmasının ardından Vali Hasan Şıldak öğretmenlik mesleğinin kutsallığına dikkat çektiği konuşması yer aldı. Genç öğretmenlerinin yemin ettiği program 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin hazırladığı oratoryo ile son buldu.
Emekli Öğretmen Figen Miran: “Alnımın akıyla mesleğimi tamamladım”
En son 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi’nde görevliyken emekliye ayrılan Figen Miran yaptığı konuşmada öğretmenlerin topluma örnek olan insanlar olduğuna dikkat çekti. Miran, “24 Kasım 1928 Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür. 1981’den bu yana bu günü hep birlikte onur ve gururla kutlamaktayız. Mustafa Kemal Atatürk “dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır” diyerek öğretmene verdiği değeri; “Öğretmenler; Cumhuriyet fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli nesiller için muhafızlar ister. Yeni nesli bu yetenek ve kabiliyetle yetiştirmek sizin elinizdedir” diyerek öğretmenden beklentisini dile getirmiştir.
Ben de bu onurlu mesleğe 1991 yılında Diyarbakır’ın Fatih Lisesi’nde başladım. Çok genç ve tecrübesizdim. Beş yıl burada görev yaptım. Bu coğrafyayı ve kültürü tanıma fırsatı verdi. Daha sonra Balıkesir’in Bigadiç ilçesinde ilköğretimde görev yaptım. Beş yıl sonra merkezdeki farklı okullarda çalıştım. En son görev yaptığım okul 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi’ydi. Çok iyi arkadaşlarım, dostlarım oldu. Çok iyi öğrenciler yetiştirdik. Mühendisler, hemşireler, öğretmenler yetiştirdik. Öğretmenlik teorik bilgisi ve tecrübesini günün şartlarına uyarak öğrencilerinizi yoğurduğunuz, şekillendirdiğiniz, sevgi ve saygıyla pişirdiğiniz bir meslektir. Öğretmen olmak; giyimiyle kuşamıyla, söz ve davranışlarıyla topluma örnek olmak demektir. Öğretmen olmak; vicdanla bütün olmak, yaptığı bütün işleri içine sinerek ve dosdoğru yerine getirmek demektir. Öğretmen olmak; kendi çocukları gibi görebilmek ve onların acılarıyla hüzünlenmek, onların sevinçleriyle sevinebilmek, ön yargılardan uzak olmak, öğrencilerin yaşadıkları şehir, toplum ve aile ortamına göre değerlendirebilmektir.
Mesleğimizi layıkıyla yerine getirdik. Bizim en büyük ümidimiz fikri hür, vicdanı hür. İrfanı hür nesiller olarak çocuklarımızın yetişmesi, vatanına, ailesine gurur kaynağı olmasıdır. Aydınlık bir geleceği hep beraber inşa edeceğimize olan inancımla başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ü ve sonsuzluğa intikal etmiş öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” diye konuştu.
Milli Eğitim Müdür Vekili Mustafa Solak: “Öğretmenlik kutsal bir meslek”
Törende günün anlam ve önemine ilişkin konuşan İl Milli Eğitim Müdür Vekili Mustafa Solak ise öğretmenlerin insanın geleceğine etki eden kişiler olduğuna vurgu yaptı. Solak, “Öğretmenlik gibi kutsal bir meslek hakkında toplumun bilinçli ve duyarlı hale gelmesini sağlamak açısından her yıl 24 Kasım biz öğretmenler için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. Öğretmenlik; insanlık tarihinin en önemli ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmen, insanların kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayan, yaşamları boyunca kendilerine gerekebilecek bilgileri kazananlara yardımcı olan, yol gösteren ve topluma arkasını dönmeden, toplumun sürekli önünde giden bir gönül telidir. Bundan dolayı da karşısına çıkabilecek zorluklar da kendisini yıldırmamaktadır. Bir insanı kurtarmak bütün insanlığı kurtarmak gibidir. Bu gerçeği çok iyi bilmeliyiz. Çünkü iyi eğitilen bir insan huzurlu bir toplum ve mutlu bir gelecek demektir. Başağın yetişmesine engel zararlı otlar değil, çiftçinin ihmalidir. Bunun için muhatabı insan olan öğretmenlerin yapacağı hatanın telafisi bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz: “Ben de bir öğretmenim”
Kendisi de bir dönem öğretmen olarak görev yapan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da konuşmasında her işin başının eğitim olduğunu dile getirdi. Yılmaz, “Çok meslek var ama bu mesleklerin hepsinin bir öğretmeni var. Öğretmenlerimizi bir gün de olsa anmak için, asla yaptıkları işin kıymetini yeni nesillerimiz farkında olsunlar diye bir gün kutluyoruz. Benim de bir öğretmenliğim var, benim de öğretmenlerim var. Ben şunu çok iyi biliyorum; masada çok farklı noktalarda oturduk. İdarecilik yaptık, öğretmenlik yaptık, öğrenci olduk, bugün de Balıkesir’in Büyükşehir Belediye Başkanlığını yapıyoruz. Her şeyin başı eğitim. Eğitim insanın vicdanlı olmasını sağlıyor. Eğitim insanın ahlaklı olmasını sağlıyor. Eğitim karşı cinse saygılı olmayı, diğer canlılarla uyum içerisinde yaşamayı, onların yaşam hakkına salgı duymayı eğitim sağlıyor. İşte bunların bir öğretmeni var. Bazen birimiz bu işe etkili oluyoruz, bazen de ekiple bu işi başarabiliyoruz. Öğretmen olmayanlar için öğretmen olmak ne demek diye empati kurmaları lazım. Öğretmenlerimiz işin başında bu memleketin önü açık. Gençlerimiz öğretmenlerini dinlemek için hazır bir vaziyette. Biz yerel yöneticiler olarak bu şehirde eğitim kalitesini artırmak için 20 belediye başkanımızla, eğitim camiamız ve valiliğimizle beraber çalışıyoruz. Bu gün BİGEP Projesi kapsamı içerisinde birçok faaliyet yapılıyor. Bizde üstümüze düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Ama öğretmenlerimiz hakikatten çok özverili çalışıyorlar. Kaymakamlarımızdan idari amirlerimize herkesin bu okullarda yapılan işlere en pozitif ayrımcılığı yapıp destek olması gerekiyor. Ben bütün öğretmen arkadaşlarımızın öğretmenler gününü kutluyorum” dedi.
Vali Hasan Şıldak: “En değerli meslek öğretmenlik”
Vali Hasan Şıldak ise öğretmenlik mesleğinin kutsallığına dikkat çektiği konuşmasında şunları söyledi:
“24 Kasım ülkemizde uzunca bir süredir kutlanan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millet Mekteplerinin Başöğretmen sıfatını kabul edişinin yıldönümüne tekabül eden 24 Kasım gününde icra ediyoruz. Bu günün anlamı, değerli mesleğinizin ülkemizdeki misyonunu anlamak, bunu daha da özümsemek, bu kutsal olarak adlandırdığımız mesleğin klasik mesleklerden farkını anlayabilmek için Öğretmenler Günü olarak kutladığımız yıl dönümleri bizler için, toplum için bir farkındalık oluşturuyor.
“Öğretmenlerin en büyük mükafatı yetiştirdiği öğrencileridir”
Şiirimizin yazarı değeri öğretmenimiz hissettiği, yaşadığı yılları bizimle paylaştı ve bende kendi adıma adeta o yıllara doğru, geçmişe doğru yolculuk yaptım. Ben de ilkokulu bir köy ilkokulunda okudum. Ülkemizin içinde bulunduğu koşullarda, hele hele kırsalı iklim olarak, coğrafya olarak sonuna kadar yaşayan köylerimizde, mezralarımızda eğitim veren öğretmenlerimizin yaşadıkları ruh halini, bulundukları ortamı duygulu şiiriyle bize aktardı. Baktığımız zaman bunun örneklerini gördük. Ben meslek hayatımda Kars’ta çalışırken bazı köylerimizde o koşullarda çalışan öğretmenlerimizin hep yanında olmaya, onlara katkı sağlamaya, moral vermeye çalıştım. Bir keresinde üç kadın öğretmenimizin görev yaptığı bir okulu ziyaret etmiştik. O okulda böylesine özveri ve fedakarlıkla çalışmaktaydılar ki ilçeye en uzak köy olduğu halde, doğa şartlarının uygun olmadığı halde sizi ilçe merkezinde görevlendirelim dediğimiz halde “hayır, biz bu okulda yetiştirdiğimiz çocukları burada bırakmak istemiyoruz, onlardan ayrılmak istemiyoruz. Onları mezun edip, biz de buradan öyle ayrılacağız” diyebilen öğretmenlerimizin kattığı değerle bu meslek ülkemizde en yüce meslek olmuştur. Bunun örnekleri de çok fazladır. İşte bu yüzden bu mesleği kutsal olarak adlandırıyoruz. Şehrimizde değerli öğretmenimiz bizi o yıllara götürdü. O imkansızlıkları paylaştı ama o imkansızlıklar içinde doktorların, avukatların, veterinerlerin de yetiştiğini ve toplumla buluştuğunu, bu topluma değer katan insanlar haline getirildiği hikayesini de şiirinde paylaştı. Gördük ki öğretmen o şiirde bir özlemiyle, bir fedakarlıkla bir emek verdi ve onun sonuçlarını aldı. Zaten bu mesleğin de en büyük ödülü siz değerli öğretmenlerimizin de en büyük mükafatı bu olsa gerek. Eğittiğiniz, öğrettiğiniz insanların toplumda yer edinmesi, meslek sahibi olması, insani ve milli değerlere sahip olarak bu topluma hizmet edecek bireyler olarak aramıza karışmasıdır.
“Öğretmenlik sadece ders vermek değil”
Konuşmasına dikkat ettim; emekliliğe uğurladığımız sevgili öğretmenimiz de öğretmenliğin sınırlarını, görev tanımını çizerken bir şeye vurgu yaptı. Dedi ki; sadece ders vererek değil oturuşumuzla, kalkışımızla, kılık kıyafetimizle here türlü hareketimizle biz topluma örnek olan, olması gereken, ışık saçan insanlarız. Evet, bu çok önemlidir. Aslında öğretmenlik sadece dersle, öğretimle sınırlı değil, eğitim yönü çok daha kuvvetli olan, insanın mimari olarak adlandırdığımız insanımızı şekillendiren, ona yön veren, geleceğe hazırlayan en kutsal varlığımız, değerimizdir.