TBMM Başkanı Şentop, PAB 143. Genel Kuruluna katıldı
TBMM BAŞKANI PROF. DR. MUSTAFA ŞENTOP, PARLAMENTOLAR ARASI BİRLİK 143. GENEL KURULUNDA YAPTIĞI KONUŞMADA, SON 20 YILDA AYRIMCILIK, YABANCI KARŞITLIĞININ ARTTIĞINI İFADE EDEREK, “ÖZELLİKLE DE İSLAM DÜŞMANLIĞI TÜM DÜNYADA TEHLİKELİ SEVİYELERE ULAŞTI. MAALESEF, ULUSLARARASI TOPLUM VE KURUMLAR BU VAHİM TABLO KARŞISINDA TAMAMEN DUYARSIZ VE ETKİSİZ” DEDİ.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Parlamentolar Arası Birlik 143. Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, son 20 yılda ayrımcılık, yabancı karşıtlığının arttığını ifade ederek, “Özellikle de İslam düşmanlığı tüm dünyada tehlikeli seviyelere ulaştı. Maalesef, uluslararası toplum ve kurumlar bu vahim tablo karşısında tamamen duyarsız ve etkisiz” dedi.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 143. Genel Kuruluna katıldı. TBMM Başkanı burada yaptığı konuşmada, “Türkiye, kimseden ses çıkmasa da kimse istifini bozmasa da Müslüman olsun olmasın her zaman mazlum, mağdur ve muhtaç tüm toplumların ve insanların ve en önemlisi hakkın ve haklının yanında olacaktır” dedi.
Popülist siyasetin demokrasiyi ve insan haklarını ciddi şekilde tehlikeye attığını vurgulayan Meclis Başkanı Şentop, şöyle devam etti:
“Avrupa Konseyinin Kapsayıcılık ve Ayrımcılıkla Mücadele Birimi başörtülü kadınlara yönelik ayrımcılıkla mücadele çerçevesinde çok değerli bir kampanya başlattı. Avrupa Konseyinin temelini oluşturan insan haklarının korunması ve geliştirilmesi adına takdiri hak eden bu girişim, Konsey’e ev sahipliği yapan Fransa’da bazı siyasetçilerin gösterdiği tepkiler üzerine maalesef sonlandırıldı. Peki bu durumu nasıl izah edeceğiz? Burada, demokrasilerimizi ve insan haklarını korumak ve ayrımcılığın üstesinden gelme bağlamında kulağa hoş gelen cümleler kurarken, yaşanan bu olayı hangi zemine oturtmamız lazım? Bunu açıkça ve samimi bir şekilde tartışmak mecburiyetindeyiz. Esasen din, dil, ırk, etnik ve ulusal köken, renk gibi sebeplerle tetiklenen ayrımcılık, toplumların bütünlüğünü ve birliğini genel siyasi ayrılıklardan da fazla tehdit ediyor.”
Son 20 yılda ayrımcılık, yabancı karşıtlığının arttığına dikkati çeken Şentop, “Özellikle de İslam düşmanlığı tüm dünyada tehlikeli seviyelere ulaştı. Maalesef, uluslararası toplum ve kurumlar bu vahim tablo karşısında tamamen duyarsız ve etkisiz” dedi.
Fransa’da yaşanan olayların bunun açık bir göstergesi olduğunu söyleyen Şentop, “Başka ülkelere demokrasi ve medeniyet dersleri vermeye kalkan Fransa, ülkesinde büyük ölçüde sömürgecilik döneminin bakiyesi olan önemli bir Müslüman nüfus yaşarken, ev sahipliğini de yaptığı, insan haklarını savunma iddiasındaki uluslararası bir kuruluşun düzenlediği ayrımcılıkla mücadele kampanyasının sonlandırılmasına yol açıyor ve bu konuda kimseden ses çıkmıyor. Bu ikiyüzlülüğü ifşa etmek mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Avrupa’nın göçmen deposu değildir”
Düzensiz göç krizine de değinen Şentop, “İnsanları yurtlarından, evlerinden göç etmeye mecbur bırakanlar, ortaya çıkan insani krizlerde sorumluluk almaktan kaçıyorlar. Akdeniz göçmenlerin toplu mezarına dönüştü. Göçmen botlarını Türkiye’ye doğru iten, göçmenleri aç bırakan, göçmen botlarını şişleyip batıran Yunanistan ve ona karşı tavır geliştirmeyen Avrupa ülkelerini sorumluluğa ve insanlığa davet ediyorum” şeklinde konuştu. Şentop, Yunanistan’daki ve Batı’daki sivil insan hakları inisiyatiflerinin hazırladığı raporları, 170’ten fazla ülkenin üyesi olduğu PAB’daki bütün parlamento başkanlarına göndereceğini söyledi.
“İnsanlığın vicdanı olmuştur” diye nitelediği Türkiye’nin, 5 milyona yakın düzensiz göçmeni 10 yıldır misafir ettiğini, dünyada en çok göçmen barındıran ülke olduğunu ifade eden Şentop, “Türkiye Avrupa’nın göçmen deposu değildir. Göç konusunda sorumluluk almayan ülkelerin insanlık ve vicdan krizi, en az göç sebebiyle yaşanan insani kriz kadar büyüktür” değerlendirmesinde bulundu.
“İnsanı araç gördüğümüz hiçbir anlayış başarılı olmayacaktır”
Yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını ile “sadece paranın, malların, insanların değil hastalıkların da küreselleştiğinin görüldüğünü” belirten Şentop, “Hiçbir ülke sadece kendi vatandaşlarını tedavi ederek, kendi vatandaşlarını aşılayarak salgından korunamaz, kurtulamaz. Aşı milliyetçiliği, aşı ayrımcılığı, aşı bencilliği önce bunu yapanlara zarar verecektir” dedi.
Şentop, Türkiye’nin devlet geleneğinin temelinde “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” prensibi olduğunu hatırlatarak son salgından sonra bu sözü “İnsanı yaşat ki devlet ve dünya yaşasın” diye genişlettiklerini söyledi. TBMM Başkanı, “Ne yaparsak yapalım unutmayalım ki merkeze insanı almadığımız, siyasi çıkarı amaç, insanı araç gördüğümüz hiçbir anlayış başarılı olmayacaktır. Ümitsiz olmayın, yeni ve adil bir dünya mümkün. Biz bunun gerçekleşeceğine bütün kalbimizle inanıyoruz” ifadesini kullandı.